Hizmet Birleştirme Emekli İkramiyesi Ayrımcılığı Fikret Aslan Başvurusu Kararı

Hizmet Birleştirme Emekli İkramiyesi Ayrımcılığı ve Anayasa Mahkemesi’nin Fikret Aslan Kararı

Emeklilik, çalışma hayatının en temel güvencesi ve yıllarca verilen emeğin karşılığıdır. Ancak Türkiye’deki sosyal güvenlik sistemi, farklı statülerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi durumunda zaman zaman karmaşık hukuki sorunlara yol açabilmektedir. Özellikle kamu görevinden çıkarılan memurlar için bu durum, emekli ikramiyesi noktasında ciddi hak kayıplarına neden olmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 25/02/2025 tarihli ve 2019/41241 Başvuru Numaralı Fikret Aslan Başvurusu, bu hak kayıplarına “dur” diyen, eşitlik ilkesini yeniden tesis eden ve hizmet birleştirme emekli ikramiyesi ayrımcılığı sorununu kökten çözen emsal niteliğinde bir karardır.

Bu makalede, Fikret Aslan başvurusunun detaylarını, AYM’nin ihlal kararının gerekçelerini, hizmet birleştirmesi yapan emeklilerin yaşadığı mağduriyetin boyutlarını ve bu kararın benzer durumdaki binlerce kişi için ne anlama geldiğini detaylıca inceleyeceğiz.

Hizmet Birleştirme Nedir ve Neden Emekli İkramiyesinde Sorun Yaratıyor?

Sosyal güvenlik sistemimizde, çalışma hayatı boyunca birden fazla statüde (örneğin önce işçi olarak SSK’lı, sonra memur olarak Emekli Sandığı’na tabi) çalışan kişilerin emekli olabilmesi için bu hizmet sürelerini birleştirmeleri gerekmektedir. 2829 sayılı Kanun kapsamında yapılan bu işlem, kişinin toplam prim gün sayısını ve hizmet yılını belirler.

Ancak sorun, emekli aylığı bağlanmasında değil, emekli ikramiyesinin ödenmesi noktasında ortaya çıkmaktadır. 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesi, hizmet birleştirmesi yapan kamu görevlilerine ikramiye ödenebilmesi için özel bir şart koşmaktadır: Kıdem Tazminatına Hak Kazanma Şartı.

Bu şarta göre, hizmet birleştirmesi yapan bir memurun ikramiye alabilmesi için memuriyetten ayrılışının; istifa, yaş haddi veya malullük gibi kıdem tazminatını hak ettiren bir nedenle gerçekleşmesi gerekmektedir. Eğer kişi, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilirse veya disiplin cezasıyla memuriyetten çıkarılırsa, kanun koyucu bu durumu “kıdem tazminatına hak kazanılmayan bir çıkış” olarak değerlendirmekte ve kişiye emekli ikramiyesi ödenmesini reddetmektedir. İşte hizmet birleştirme emekli ikramiyesi ayrımcılığı tam da bu noktada başlamaktadır.

Fikret Aslan Başvurusu

Anayasa Mahkemesi’nin gündemine gelen olayda başvurucu Fikret Aslan, çalışma hayatına SSK’lı (işçi) olarak başlamış, daha sonra memuriyete geçerek uzun yıllar kamu görevinde bulunmuştur. Yaklaşık 25 yıllık hizmet süresinin büyük bir kısmını Emekli Sandığı kapsamında geçiren Aslan, bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarılmıştır.

Aslan, prim gün sayısı ve hizmet yılı yeterli olduğu için birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden emekli aylığına hak kazanmıştır. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Aslan’ın emekli ikramiyesi talebini reddetmiştir. SGK’nın ret gerekçesi şudur: “Siz hizmet birleştirmesi yaptınız. Kanun gereği, hizmet birleştirmesi yapanların ikramiye alabilmesi için görevden ayrılışlarının kıdem tazminatına uygun olması gerekir. Ancak siz KHK ile ihraç edildiğiniz için bu şartı sağlamıyorsunuz.”

Fikret Aslan, bu işlemin iptali için İdare Mahkemesi’ne başvurmuş, ancak mahkeme ve ardından gelen itiraz mercileri, SGK’nın işlemini kanuna uygun bularak davayı reddetmiştir. İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine Aslan, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunarak mülkiyet hakkı bağlamında ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini savunmuştur.

İki Farklı Memur Grubunun Karşılaştırılması

AYM, başvuruyu incelerken hizmet birleştirme emekli ikramiyesi ayrımcılığı iddiasını somutlaştırmak için benzer durumda olan ancak farklı muamele gören iki grubu karşılaştırmıştır:

  • 1. Grup (Sadece Emekli Sandığı Hizmeti Olanlar): Bu gruptaki bir memur, çalışma hayatının tamamını memur olarak geçirmiştir. Bu kişi KHK ile ihraç edilse veya disiplin cezasıyla görevden atılsa bile, hizmet süresi yeterliyse emekli ikramiyesini tam olarak alabilmektedir. Çünkü bu kişiler için “kıdem tazminatına hak kazanma şartı” aranmamaktadır.

  • 2. Grup (Hizmet Birleştirmesi Yapanlar – Başvurucu): Bu gruptaki kişi de (Fikret Aslan gibi) aynı şekilde KHK ile ihraç edilmiştir. Hizmet süresinin çok büyük bir kısmı memuriyette geçmiştir. Ancak geçmişte kısa bir süre SSK’lı çalıştığı ve hizmetlerini birleştirmek zorunda kaldığı için, ihraç edildiğinde emekli ikramiyesinden tamamen mahrum bırakılmaktadır.

AYM, bu karşılaştırmada çarpıcı bir tespitte bulunmuştur: Her iki grup da kamu görevinden aynı nedenle çıkarılmıştır. Her iki grup da emekli aylığına hak kazanmıştır. Ancak sırf bir grup geçmişte farklı bir statüde (SSK) çalıştığı için ikramiye hakkını kaybetmektedir. Bu durum, nesnel ve makul bir temele dayanmayan bariz bir eşitsizliktir.

Mülkiyet Hakkı ve Ayrımcılık Yasağı İhlali

Anayasa Mahkemesi, 25/02/2025 tarihli kararında, idarenin uygulamasının Anayasa’nın 35. maddesinde düzenlenen Mülkiyet Hakkı ile bağlantılı olarak 10. maddesindeki Ayrımcılık Yasağını ihlal ettiğine hükmetmiştir. Mahkemenin gerekçeleri hukuk devleti ilkesi açısından ders niteliğindedir:

1. Emekli İkramiyesi Mülkiyet Hakkı Kapsamındadır

AYM, öncelikle emekli ikramiyesinin bir “sosyal yardım” veya “lütuf” olmadığını, kişinin çalışması karşılığında elde ettiği, ekonomik değeri olan ve mülkiyet hakkı kapsamında korunan bir alacak olduğunu vurgulamıştır. Dolayısıyla bu hakkın keyfi olarak engellenmesi, mülkiyet hakkına müdahaledir.

2. Makul Bir Neden Yoktur

Mahkeme, hizmet birleştirenler ile birleştirmeyenler arasında yaratılan bu farkın makul bir nedeni olmadığını belirtmiştir. Kişinin geçmişte işçi olarak çalışmış olması, memuriyet süresince biriken ikramiye hakkını ortadan kaldıran bir “kusur” olarak görülemez.

3. Orantılılık İlkesi İhlal Edilmiştir

AYM’nin kararındaki en can alıcı nokta orantılılık ilkesidir. Mahkeme, kanun koyucunun sosyal güvenlik sisteminde düzenleme yapma yetkisi olduğunu kabul etmekle birlikte, Fikret Aslan örneğindeki sonucun “aşırı bir külfet” yüklediğini belirtmiştir. Kişinin 25 yıllık emeğinin, sırf kısa süreli bir SSK hizmeti birleşti diye tamamen yok sayılması, ulaşılmak istenen kamu yararı amacı ile kullanılan araç arasında orantısız bir dengesizlik yaratmaktadır. Hizmet birleştirme emekli ikramiyesi ayrımcılığı, kişiyi çalışma hayatının sonunda güvencesiz bırakacak kadar ağır bir sonuç doğurmaktadır.

Kararın Hukuki Sonuçları ve Kapsamı

Fikret Aslan kararı, sadece başvurucu için değil, benzer durumda olan binlerce kamu görevlisi için bağlayıcı ve yol gösterici bir nitelik taşımaktadır.

Yeniden Yargılama Yolu

AYM, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın bir örneğini ilgili İdare Mahkemesi’ne göndermiştir. Bu, mahkemenin dosyayı yeniden ele alarak AYM kararı doğrultusunda hüküm kurması, yani Fikret Aslan’a emekli ikramiyesinin ödenmesine karar vermesi gerektiği anlamına gelir.

OHAL KHK’lıları İçin Umut Işığı

Özellikle 15 Temmuz sonrası OHAL döneminde KHK ile ihraç edilen on binlerce kişi bulunmaktadır. Bu kişilerin önemli bir kısmı, geçmişte SSK veya Bağ-Kur hizmetleri olduğu için hizmet birleştirmesi yapmış ve emekli olurken ikramiyelerini alamamıştır. Bu karar, hizmet birleştirme emekli ikramiyesi ayrımcılığı yaşayan bu geniş kitle için doğrudan bir emsaldir.

SGK, bugüne kadar bu talepleri otomatik olarak reddetmekteydi. Ancak AYM’nin “Ayrımcılık Yasağı İhlali” kararı, idarenin bu katı tutumunun anayasal düzlemde hukuka aykırı olduğunu tescil etmiştir.

Ne Yapılmalı? Mağdurlar İçin Yol Haritası

Eğer siz de hizmet birleştirmesi yaptığınız için, görevden çıkarılma (ihraç/disiplin) gerekçesiyle emekli ikramiyenizi alamadıysanız, Fikret Aslan kararı sizin için yeni bir hukuki süreç başlatma imkanı sunmaktadır.

  1. SGK Başvurusu: Öncelikle AYM’nin bu kararını emsal göstererek Sosyal Güvenlik Kurumu’na emekli ikramiyenizin ödenmesi için dilekçe ile başvuruda bulunulmalıdır.

  2. Dava Açma: SGK’nın talebi reddetmesi (veya 30 gün içinde cevap vermemesi) durumunda, ret işleminin tebliğinden itibaren 60 gün içinde İdare Mahkemesi’nde dava açılmalıdır.

  3. Devam Eden Davalar: Eğer halihazırda devam eden bir davanız varsa, bu AYM kararını mahkemeye ek beyan dilekçesi ile sunarak dosyanıza dahil etmelisiniz.

Eşitlik İlkesi

Anayasa Mahkemesi’nin 2019/41241 numaralı kararı, sosyal güvenlik hukukunda uzun süredir kanayan bir yara olan hizmet birleştirme emekli ikramiyesi ayrımcılığı sorununa neşter vurmuştur. Mahkeme, devletin vatandaşları arasında çalışma geçmişlerine göre ayrım yapamayacağını, emeğin karşılığı olan ikramiyenin statü fark etmeksizin korunması gerektiğini net bir dille ifade etmiştir.

Bu karar, hukuk devletinde idari işlemlerin keyfi olamayacağını, kanunların uygulanırken Anayasa’nın eşitlik ilkesine uygun yorumlanması gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştır. Fikret Aslan’ın bireysel mücadelesiyle elde edilen bu sonuç, benzer mağduriyetleri yaşayan binlerce emekli için adaletin tecellisi adına önemli bir kazanım olmuştur. Artık idare ve yargı mercileri, hizmet birleştiren emeklilerin ikramiye hakkını teslim ederken bu anayasal içtihadı esas almak zorundadır.

Profesyonel Destek Almanın Önemi

Kusursuz sorumluluk davaları, teknik bilgi ve yargı pratiği gerektirir. Hangi ilkenin uygulanacağı, olayın hangi kapsamda değerlendirileceği ve hangi mahkemede dava açılacağı gibi konular titizlikle analiz edilmelidir.

Çetin & Barut Hukuk Bürosu olarak; idari davalartam yargı davalarıdevlet tazminat davaları ve idarenin kusursuz sorumluluğu kapsamında açılacak tüm tazminat taleplerinde müvekkillerimize profesyonel hukuki destek sunuyoruz. Bizimle iletişime geçerek sürecinizin doğru yönetilmesini sağlayabilir, hak kaybı yaşamadan zararın tazmini için gerekli adımları atabilirsiniz.

-Av. Ahmet DAŞDEMİR